KEKEMELİK ÜZERİNE ÖZET BİLGİ
Kekemelik,
psikolojik bir olgudur. İyileşmesi psikoterapi ile yapılır. Psikoterapi, haz
kaynağına dayalı, üst düzey bir eğitim uygulaması demektir. Bir başka deyişle
kaliteli eğitimdir. 21. yüzyılın sunduğu eğitim bilimi, henüz bizim
ülkemizde uygulanmaya girmediği için kekemelik eğitimi de
yapılamıyor. (Bak: Çocuğunuzun Başarısı Elinizdedir. Sayfa: 152.) Usta-çırak
yöntemiyle edinilmiş terapi biçimleri ile de kekemelik eğitimi yapılamaz.
Ülkemizde
kimilerine göre eğitim yönlendirmedir. Kimilerine göreyse istendik
davranışların çocuklara kazandırılmasıdır. İki tanım da çağımız eğitim bilimini
içermez.
Eğitim,
çocuğun doğuştan getirdiği yeteneklerini, kendiliğinden ve arkadaşları ile birlikte
geliştirmesinin ortamını hazırlamaktır. Çocuk; yüzme, yücelme, öğrenme açlığı,
onur, gurur, paylaşma gibi pek güzel yeteneklerle dünyaya geliyor. Bu
yeteneklerin gelişmesini engellememeyi başarabilmek, çocuğa sunulacak en
yararlı eğitim yöntemidir.
Çocukta,
psikolojik tutulma ya da başka sorunların görülmesinin nedeni, çocuğun
yeteneklerinin gelişmesini sağlayan temel gereksinmelerinin karşılanmamış
olmasıdır. Temel gereksinimlerin başında, barınma ve beslenme gelir. Ancak
anne-baba sevgisi, müzik, resim, oyun, dans, rakamlar ve çevre güzelliği gibi
gereksinimler zihin yaşamının temel öğeleridir. Bu gereksinimleri karşılanmayan
çocukta, psikolojik tutulma ve kimi sorunlar oluşabilir. Çocuğun alamadığı
gereksinme çocuğa sunulduğu zaman, psikolojik tutulma ya da diğer sorunlar
kendiliğinden yoğalırlar.
Çocuğunu
bana getiren kimilerinden duyduklarım şunlardır:
-
Nefes alarak
bir saat okuyacak.
-
Bir ay hiç
konuşmayacak. Ondan sonra bana getir, bülbül gibi konuşturacağım.
-
Şu okuma
parçasını sürekli okuyacaksın. Bu parçada kekeleme görülmeyinceye kadar.
-
Okuma – yazmayı öğrensin, ondan sonra getir çocuğu.
-
Ben
kekemelik eğitimimi bilgisayar ile yaparım. (Eğitim insan insanadır. Hiçbir
makine, eğitimde insanın yerini alamaz.)
Eğer bana
iletilen bu bilgiler doğruysa, hiçbirisi kekemeliğin sağaltılmasında yardımcı
olamaz. Tam tersine kekemeliği pekiştirir.
Kekeleme
eğitimi yapan kişi; kendini doktor, kekemeyi hasta, kendini usta, kekemeyi
çırak; kendini üst, kekemeyi ast saymamalıdır. Eğitmenin; resmi, sosyal ya da
kültürel konumu kekeme çocuğa yansırsa (kekeme üzerine gölge düşerse) kekemelik
eğitiminde olumlu sonuç alınamaz. Kekemelik eğitiminde, eğitmen ile kekeme kişi
tam bir psikolojik uyum ve bütünlük içinde bulunmalıdır.
Ben,kekemelik
tedavisind , çocukların (kişilerin) doğuştan getirdikleri yeteneklerinin
geliştirilmesini temel alan, 5 aşamalı bir yöntem oluşturdum.
Bu beş
aşamalı yöntemle KEMELİK tedavisinde kesin sonuç alınmaktadır.
Beş Aşamalı Yöntem
1. Zıplama: (Çift hece okuma)
Çocuğun
bilgi düzeyine göre bir kitap seçilir. Konu başından bir ya da iki cümle
belirlenir. Çocuğa her heceyi iki kez söylemek üzere bu cümleyi okuması
söylenir. Çift hece okuma ,kekemeliğin bilinçli olarak uygulanmasıdır.Çift hece
okumada kekeleme olmaz. Gelecek aşamalarla da bilinçli tutulmamaya doğru yol
alınır. (Ben ben o o ku ku la la gi g idi di yo yo rum rum.)
2. Uzatma:
Bu aşamada da iki üç cümle seçilir ve bu cümlelerin hecelerini uzatarak okuması istenir.
“Beeen oookuuulaaa giiidiiiyoooruuum.”
3. Nefes Alarak Okuma:
Kekemeye,
nefes alarak karnını şişirmesi ve akciğerlerini doldurması söylenir. Bu nefes
alışta, nefes alındığını, kulakların duyumsaması önemlidir. Cümleyi okurken,
ağır ağır nefes vermesi söylenir. Nefes bitimi cümle ya da cümleciklerin
bittiği yere rastlatılmalıdır. Bu yöntemle de üç dört cümle okunabilir.
4. Boğazı Temizleme:
Okumaya
başlamadan önce ve her cümle başında, boğazını temizlemesi söylenir. Boğaz
temizleme iki çeşit oluyor: a) hafif tükürük yutarak, b) hafif öksürerek.
5. Normal
Okuma – Düz Okuma:
Geçen dört
aşamada kekeleme olmaz. Kekeme kişi pozitif enerji kazanır. Kendine güveni
gelir. İşte bu aşamada kekemeye okuma parçasını okuması söylenir. Kekemeye,
önceki dört aşamadaki yöntemleri kullanabileceği, böylece tutulmayı aşabileceği
söylenir.
Beş aşamalı
yöntemi, çocuğun temel gereksinmelerini karşılayacak biçimde uyguluyorum:
Kekeme çocuk bir zihinsel karmaşa içindedir. Temel gereksinimleri
karşılanmamıştır. Onun bu toplumdan, bu evrenden alacağı vardır. Evren, verdiği
zarar için çocuğa bir bedel ödemek zorundadır. Eğer eğitimci, çağdaş bilimin
ışığında bu bedeli ödemekle görevli misyoner sayarsa kendisini; kekemelik
eğitiminde başarılı olunabilir. Değilse başarılı olunamaz.
Kekemelik,
ancak çocuğun temel gereksinimlerini karşılayan, çağdaş bir eğitim yöntemiyle
sağaltılabilir. En iyi dileklerimle.
KEKEMELİK
(Gönül Borcu)
Geçen Ağustos ayında, bir anne, 18 yaşındaki kekeme oğlunu getirdi bana terapi amacıyla. Üç yaşında kekeme olmuş çocuk. 15 yıldan bu yana gitmedikleri yer kalmamış İzmir'de. İstanbul'a gitmişler ama orada da bir iyileşme olmamış.
10 yıl önce kekeme çocuğunu bana getiren, Urla'lı bir bayanla tanışmış bu anne. Sohbet arasında KEKEMELİK konusu açıldığında,benim adımı vermiş Urla'lı bayan
Delikanlının annesi ilk söz olarak, ''İki ay sonra üniversiteye gidecek oğlum. Bu zaman içinde bir gelişme olabilir mi?'' diye sordu. Olabilir dedim. oğlunuz Üniversiteye başladığı zaman kimse onun kekeme olduğunu fark etmeyecek.
Delikanlının yaşına ve kişiliğine uygun bir yöntem uygulamaya başladım. Üniversite eğitimine başladığı zaman hiç kimse bu delikanlının kekeme olduğunun farkına varmamış Üniversitede..Artı üniversite yönetimi bu delikanlıyı sınıf başkanı seçmiş.
Bir cümleyle anlatmam gerekirse uyguladığım yöntem şu:
-Karşında kim olursa olsun, annen,baban, profesör, vali, paşa, başbakan, cumhur başkanı; derin bir nefes aldıktan sonra söze şöyle başlayacaksın.'' Ben yavaş konuşan bir insanım. Benimle konuşmak isteyenler beri gelsin,konuşmak istemeyenler de geri çekilebilir.''Bu arada önemli bir konuyu da açıklamam gerekiyor.''Heceleri ve harfleri yerli yenine oturtacaksın. Eski zaman ağaları gibi yavaş ve vurgulu konuşacaksın.
Bir ulusal gazetede,sağlık konusunda yazan bir gazeteciye anlattım bu konuyu. Gazeteci bu delikanlı ile röportaj yapmak istedi. Delikanlı kabul etti amma annesi kabul etmedi.Böyle olunca bu konuyu, ilgililere duyurmayı bir gönül borcu saydım.
İlgilenen genç psikologlar çıkarsa konu üzerinde sohbet edebiliriz. Geçmiş yıllarda bir kaç kez olduğu gibi bir psikoloji kliniğinde de konu üzerinde bir sohbet toplantısı yapabiliriz diye düşünüyorum.
Yetmiş yıldan bu yana T.C Milli Eğitiminin çeşitli aşamalarındaki anılarım yetiyor bana. Bu son anımı da bir gönül borcu olarak okuyuculara sunmayı uygun gördüm. Kekemelik konusunda tamamlayıcı bilgi edinmek isteyenler KEKEMELİK konusunu okumak için tıklayabilir. www.ysfgunduz.tr.gg
(Yerel Gündem Gazetesi, Kasım, 2015)
